0:00
bir kadının suskunluğu bazen en büyük fırtınaların sessizliğidir o sabah doğan ikizlerin
0:06
gözlerinde iki farklı hayat parlıyordu kimse henüz bilmiyordu ama o iki bebek
0:12
aynı karında büyüyüp farklı kaderlere yürüyen iki yabancıydı
0:19
sabahın ilk ışıkları hastane penceresinden içeri süzülürken Lohusa odasında sıkışmış zaman ağır ağır
0:26
ilerliyordu melis yorgun gözleriyle kucağındaki iki minik bedene bakarken
0:31
içinden bir şeyin sonsuza dek değiştiğini hissediyordu doğumun acısı geçmişti ama kalbindeki sızı başka bir
0:38
yerden sızıyordu o acının adı pişmanlıktı ikizler tıpatıp aynı gün
0:44
doğmuştu ama biri babasına benziyordu diğeri bambaşka bir adama kollarında
0:50
tuttuğu ikizlerden biri sağında diğeri solundaydı isimlerini daha koymamışlardı
0:56
hastane dosyasında bebek A ve bebek B olarak geçiyorlardı şimdilik Melis'in
1:02
alnında ter damlaları hala parlıyordu yatağın ayak ucunda bir sandalyeye
1:08
oturmuş olan Emir gururlu bir tebessümle onları izliyordu inanamıyorum gerçekten
1:14
ikiz babası oldum." dedi hayranlıkla melis başını eğdi gözleri dolmuştu ama
1:20
ağlamadı boğazındaki düğüm kelimelerin dışarı çıkmasına izin vermiyordu emir
1:26
Melis'in elini tuttu "sen harikasın bu kadar acıya rağmen yılmadın artık dört
1:32
kişilik bir aileyiz." dedi melis yutkundu "dört kişilik." diye tekrarladı
1:37
fısıltıyla o kelimenin boğazına nasıl saplandığını bir tek o biliyordu o an
1:43
ikizlerden birinin gözleri aralandı ela renginde bir ışıltı vardı gözlerinde
1:49
melis ürperdi o ışıltı ona bir yüzü bir geceyi ve hayatını paramparça eden bir
1:55
anı hatırlatıyordu iki gün sonra hastaneden çıkarken bebeklere nihayet isim verildi sağ koldaki Emir'in yüz
2:03
hatlarına benzeyen bebek Kaan oldu sol koldaki gözleri bambaşka bir dünyaya
2:09
açılan diğeri ise Baran zaman geçtikçe herkesin içinde fark edemediği ama Melis'in her saniye
2:16
hissettiği bir gerçek büyümeye başladı ikizler sadece doğum gününü
2:21
paylaşıyorlardı kanlarını kaderlerini ya da babalarını değil ilk ü ay Melis sürekli ağlıyordu gece uykularında
2:29
irkilerek uyanıyor barana her baktığında içini saran vicdan azabıyla boğuluyordu
2:34
emir ise bebeklere babalık yapmaktan büyük mutluluk duyuyordu ikisini de aynı sevgiyle kucağına alıyor aynı şefkatle
2:42
öpüyordu bir gece bebekler 3 aylıkken Emir mutfağa su almak için kalktı
2:48
melis'i gece lambasının solgun ışığında Baran'ı kucağında tutarken gördü sessizce yanına
2:54
yaklaştı "bir sorun mu var?" diye sordu melis irkildi "yok." dedi aceleyle
3:02
sadece gazı var sanırım emir başını salladı baran'ın gözlerine baktı "bu
3:08
çocuk bambaşka bir şey sanki gözlerinde dünya yok başka bir şey var." dedi melis
3:15
cevap veremedi çünkü o gözlerde ne olduğunu biliyordu o gözler geçmişin
3:21
utancını taşıyordu iki yıl geçti kağan ilk adımlarını attı ardından Baran da
3:28
yürümeye başladı kağan Emir'e düşkündü babası geldiğinde koşarak kucağına
3:35
atlıyordu baran ise daha temkinliydi daha sessizdi melis içindeki suçluluğu
3:41
bastırmak için Baran'a daha çok sarıldı onu diğerinden daha fazla sevdiğini düşünmüyordu ama vicdanı hep
3:48
onunlaydı bir sabah Baran yüksek ateşle uyanınca Melis apar topar onu hastaneye
3:54
götürdü emir de yanlarındaydı doktor detaylı testler istedi kan grubu testine
4:00
kadar birçok şey yapıldı sonuçlar birkaç gün sonra açıklandı o gün Emir hastaneye
4:05
tek başına gitti doktor sonuçları önüne koyarken yüzü ciddiydi sayın Emir Karaca
4:12
dedi baran sizin biyolojik çocuğunuz değil emir bir an hiçbir şey söyleyemedi
4:18
nasıl yani diye fısıldadı kan grupları ve genetik eşleşmeler bunu gösteriyor bu
4:24
tarz durumlar nadirdir ama mümkündür bebekler aynı karından doğmuş olsa bile
4:30
biyolojik olarak sadece biri size ait o an dünya başına yıkıldı yıllardır içinde
4:36
bastırdığı şüphe bir tsunami gibi önüne ne varsa süpürdü baran'ın Ela gözleri
4:42
yabancılığı Melis'in o geceki sessizliği hepsi birleşti ve korkunç bir gerçekle
4:48
tek bir cümlede vücut buldu beni kandırdı eve döndüğünde çocuklar uyuyordu melis salonda oturuyordu
4:55
yüzünde yorgun ama sakin bir ifade vardı emir içeri girdiğinde Melis'in kalbine
5:02
çarpan sessizlik anladı başına gelecekleri elindeki zarfa sarılı raporu masaya koydu söyle bana dedi hangisi
5:10
benim oğlum melis sustu gözleri doldu ama ağlamadı başını eğdi baran değil
5:16
dedi kısık bir sesle emir elini yumruk yaptı gözleri kıpkırmızıydı ben ona baba
5:22
dedim dedi dişlerinin arasından onun ilk adımlarında yanındaydım gece ağladığında
5:28
uykusuz kaldım ateşi çıktığında dua ettim sen sen bunu nasıl yaptın melis
5:35
ayağa kalktı sana zarar vermek istemedim bir defaydı zayıf bir andı o adamla bir
5:41
geleceğim yoktu sadece sadece geçmişin bir lanetiydi emir bağırdı lanetse neden
5:48
bana bulaştırdın neden bu masum çocukları bu yalanın içine soktun o
5:53
sırada küçük ayak sesleri duyuldu baran uykulu gözlerle kapıda belirdi baba dedi
5:59
kısık sesle emir göz göze geldi onunla kalbi paramparça oldu elini uzatacak
6:05
gibi oldu ama sonra geri çekti başını çevirdi o an içindeki sevgi kırılmış bir
6:11
cam gibi darmadağın olmuştu kağan'ın odasına yöneldi onu kucağına aldı onu
6:17
alıyorum dedi Melis'e benim olanı melis koştu lütfen yapma dedi ağlayarak onlar
6:24
kardeş onları ayıramazsın emir kapıya yöneldi kardeşler belki ama aynı babaya
6:30
sahip değiller ve ben bu ihaneti affedemem." dedi kapıyı sertçe kapattı
6:37
ardından bir sessizlik bıraktı baran kapının önünde oturmuş gözyaşlarını
6:42
anlamaya çalışıyordu melis yere çöktü yüzünü ellerine gömdü o gece bir ev
6:48
ikiye ayrıldı ikizler farklı dünyalara savruldu ve Melis'in içinde bir fırtına
6:55
daha yeni başlamıştı yıllar geçmişti takvim yaprakları birer birer düşerken
7:00
ikizlerin hayatı birbirinden habersiz bambaşka yönlerde akıp gitmişti her biri
7:06
kendi boşluğuyla büyümüş yarım kalmış hikayelerin içinde eksik parçalarını aramaya başlamıştı kaan 13 yaşına
7:13
gelmişti emir'in yanında büyümüş disiplinli ve içine kapanık bir çocuk olmuştu
7:19
gözlerinde yıllardır çözülememiş bir arayış vardı babasının ona her zaman
7:24
dürüst ve sevgi dolu yaklaşmasına rağmen içinde derin bir eksiklik hissediyordu
7:30
sanki göğsünün tam ortasında ismini koyamadığı bir boşluk vardı bir sabah
7:35
kahvaltı sofrasında ekmeğini süte batırırken emir sessizliğini bozdu
7:40
okulda yeni arkadaşlarınla aran nasıl diye sordu kaan başını kaldırmadan
7:46
"İyi." dedi kısa bir yanıtla emir duraksadı onun bu suskunluğu yıllardır
7:52
bitmemişti içten içe biliyordu ki Kaan bir şeylerin farkındaydı ama çocuğunu bu
7:58
gerçeğin ağırlığıyla yüzleştirmeye cesaret edememişti en azından henüz öte yandan Baran onun hayatı bambaşka bir
8:05
yöne savrulmuştu melis'le birlikte küçük bir kasabada mütevazı bir evde
8:10
yaşıyorlardı melis tüm zamanını Barana adamıştı onu mutlu etmek sevgisiyle
8:16
sarıp sarmalamak için her şeyi yapıyordu ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın Baran da
8:22
kardeşi gibi eksikti geceleri uykusunda bir şeyler sayıklıyor bazen ağlayarak
8:27
uyanıyor kağan nerede diye fısıldıyordu bilinçaltı bir bağın eksik
8:33
olduğunu ona sürekli fısıldıyordu bir akşamüstü Baran okuldan döndüğünde elinde bir broşürle geldi
8:41
melis'e uzattı anne okulda soy ağacı projesi yapacağız." dedi melis'in elleri
8:46
titredi "soy ağacı mı?" diye sordu baran başını salladı "evet ailemizi
8:53
köklerimizi araştıracağız büyükanne büyük baba kuzenler hepsini yazacağız."
8:58
Öğretmen dedi ki "Kendinizi tanımak istiyorsanız nereden geldiğinizi
9:05
bilmelisiniz." Melis dona kaldı bu sözler yıllardır bastırdığı gerçekleri
9:10
yüzüne tokat gibi çarpmıştı o an bir şey fark etti artık yalan söyleyemezdi çünkü bu çocuklar büyüyordu
9:18
ve hakikat eninde sonunda onları bulacaktı o gece yatak odasında tek
9:23
başına otururken eline eski bir kutu aldı içinde bebeklik fotoğrafları
9:28
hastane bileklikleri Emir'in yazdığı ilk mektup ve bebeklerin ayak izleri vardı
9:34
kutunun en altında yıllar önce yırtıp ama atmaya cesaret edemediği DNA sonuçları duruyordu baran'ın babası emir
9:42
değildi gerçek babası ise bir başkasıydı melis o adamın adını bile
9:48
anmak istemiyordu ama Baran o eksik parçayı hissediyordu tıpkı Kaan gibi
9:55
ertesi gün okul çıkışında Baran annesine sordu anne benim hiç kardeşim oldu mu
10:01
melis dondu gözleri doldu neden sordun bunu dedi baran omuz silkti bazen
10:08
rüyamda bir çocuk görüyorum benimle aynı yaşta aynı yüz ama başka bir hayat
10:14
yaşıyor göz göze geliyoruz ama birbirimize dokunamıyoruz melis'in kalbi
10:19
paramparça oldu 13 yıl boyunca her gün içinde taşıdığı acı o anda Baran'ın
10:25
kelimeleriyle dışa vurulmuştu o gecenin günahı iki çocuğun rüyasına bile sirayet
10:31
etmişti melis ellerini oğlunun omzuna koydu "evet" dedi titrek bir sesle
10:37
"senin bir kardeşin var." Baran'ın gözleri büyüdü "gerçekten mi?" Melis
10:43
başını salladı ama onu yıllardır görmedik zamanında yapılan bazı hatalar
10:48
bizi ayırdı "ben çok pişmanım ama sana yalan söylemek istemiyorum artık." Baran
10:53
içini çekti "onu bulabilir miyiz?" Melis yutkundu bilmiyorum." dedi "ama istersen
11:00
birlikte arayabiliriz." Aynı gün Emirde başka bir gerçekle yüzleşiyordu kaan
11:07
bilgisayarının başında eski fotoğraflara göz gezdiriyordu bir klasörün içindeki dosyada bebeklik fotoğraflarında
11:14
annesinin kucağında başka bir bebek gördü kendisinden ayırt edemediği kadar benzer bir bebek yanına gelen Emir'e
11:21
sordu "bu kim?" Emir nefesini tuttu "o." dedi o senin kardeşindi kaan kaşlarını
11:28
çattı neden hala kardeşim değil de kardeşindin diyorsun emir başını eğdi
11:34
çünkü o başka bir hayata savruldu onu bıraktık seni alıp çıktım onu annenle
11:41
bıraktım çünkü o benim çocuğum değildi kağan yerinden fırladı ne diyorsun sen
11:47
emir oturduğu sandalyeden kalktı sana şimdiye kadar bunu söylemek istemedim
11:52
ama artık büyüdün gerçeği bilmeye hakkın var annen seni ve onu aynı anda doğurdu
11:58
ama babalarınız farklıydı kağan duvara bakarak derin bir nefes aldı sonra
12:03
başını çevirdi onu bulmam lazım dedi kararlılıkla emir başını salladı zaten
12:10
seni tutamam." dedi "bu vicdan yükü yıllardır beni de ezdi belki bu sizi
12:15
biraz olsun hafifletir." Böylece iki ayrı evde iki ayrı çocuk aynı gün aynı
12:20
kararı verdi aramak ama yolları birbirinden uzaktı ellerinde ne bir
12:26
adres vardı ne bir ipucu sadece kalplerinin derinliklerine kazınmış bir eksiklik hissi baran kasabanın tek
12:33
internet kafesinde eski sosyal medya platformlarını araştırıyordu kaan ise okul
12:39
kütüphanesinde şehir kayıtlarını karıştırıyor eski hastane bilgilerine ulaşmaya çalışıyordu aramalar aylar
12:46
sürdü birbirlerine birkaç defa çok yaklaştılar ama asla karşılaşamadılar
12:52
sanki görünmeyen bir el onları hep ayrı yönlere çekiyordu ve Melis onun hayatı
12:58
çok daha farklı bir yönde ilerliyordu küçük kasabadaki herkes onun geçmişindeki hikayeyi öğrenmişti
13:06
fısıltılar arasında adı geçiyor markette arkasından bakılıyor eski arkadaşları selam vermiyordu kocasını aldatıp çocuk
13:13
yapan kadın olmuştu adı mahallenin vicdanı onun üzerinde kararını vermişti
13:18
bir gün Baran okuldan döndü ve annesinin ağladığını gördü elindeki fırça yere düşmüş boya kovası devrilmişti anne ne
13:27
oldu?" diye sordu melis gözyaşları içinde söyledi "sana daha iyi bir hayat
13:33
veremedim hem seni hem kardeşini eksik büyüttüm beni affedebilir misin?" Baran
13:39
sarıldı ona "sen benim annemsin başka kimsem yok ama kardeşim olmadan da eksik
13:46
hissediyorum." O gün Melis çok uzun süredir çalmadığı bir numarayı aradı telefon çaldı çaldı sonunda açıldı emir
13:54
dedi titrek bir sesle emir sustu nefes bile almadı
14:00
çocuklarımız birbirlerini arıyorlar dedi Melis emir derin bir nefes aldı benim
14:06
artık seninle bir bağım yok melis ağladı ama çocukların var emir uzun bir
14:13
sessizlikten sonra sadece şunu söyledi belki bir gün onlar için bir araya
14:18
gelmeliyiz ve işte o gün çok yakın bir gelecekteydi gri bir gökyüzünün altında
14:25
rüzgar bir şehirden diğerine hafifçe esiyordu sanki uzaklarda iki kalbi
14:30
birbirine yaklaştırmak için yıllardır yönünü bekliyordu baran o sabah erkenden
14:36
uyanmıştı annesinin sessizce kahve yaptığına şahit oldu masaya oturdu
14:42
elindeki defteri açtı içinde çizdiği bir harita topladığı küçük notlar ve bir
14:48
isim vardı kaan başka hiçbir bilgi yoktu ama bu isim rüyalarında bile
14:55
yankılanıyordu melis göz ucuyla oğluna baktı "bugün farklısın." dedi baran
15:01
başını kaldırmadan "Bugün onu bulacağımı hissediyorum." dedi melis derin bir nefes aldı "sana yardım edeceğim." dedi
15:09
"arık bir şeyleri düzeltmek istiyorum ne pahasına olursa olsun." O esnada başka
15:14
bir şehirde emir pencere önünde oturuyor elindeki eski bir mektuba bakıyordu
15:20
mektubu yıllar önce Melis yazmıştı onu terk ettiğinde yatağın üstüne bırakmış
15:25
sessizce çıkıp gitmişti kağıdın kenarları yıpranmıştı ama kelimeler hala
15:31
tazeydi "eğer bir gün seni affetmeyi öğrenebilirsem çocuklarımız için bir masa etrafında oturmak isterim."
15:38
yazıyordu satırların sonunda emir bu sözleri okuduğunda bir şey oldu
15:44
kalbindeki öfkenin küllerinden yeni bir karar doğdu kendisi affedemese de
15:49
çocuklarına bir gelecek borçluydu telefonu eline aldı melis'in numarasını çevirdi karşı taraf hemen açtı "onları
15:57
bir araya getirmeliyiz." dedi Emir doğrudan melis'in sesi titredi "bunu
16:02
gerçekten istiyor musun?" "Hayır." dedi Emir "ama yapmam gerektiğini biliyorum o
16:08
gün ikisi de hayatlarında ilk kez geçmişten ileriye doğru yürümeye karar
16:14
verdiler hafta sonu geldiğinde Baran annesiyle birlikte büyük şehre doğru yola çıktı otobüsün penceresinden dışarı
16:21
bakarken kalbi hızlı hızlı atıyordu hayatında ilk defa bir boşluğu
16:26
dolduracakmış gibi hissediyordu kaan ise babasıyla birlikte aynı saatlerde şehir
16:32
merkezine gitmek için hazırlanıyordu emir ona biriyle tanışacaksın dedi ama bu herhangi biri
16:40
değil kaan'ın gözlerinde bir kıvılcım belirdi kardeşim mi emir başını salladı
16:46
evet dedi ikiz kardeşin kaan'ın boğazı düğümlendi ya beni istemezse Emir onun
16:53
omzuna dokundu o da seni arıyor Kaan yalnız olmadığını hissediyor şehir
16:59
merkezindeki eski bir kitap kafede buluştular emir daha önce mekanı seçmişti sessizdi köşede bir masa vardı
17:06
ve içeride nostaljik bir müzik çalıyordu giriş kapısı çaldığında Melis ve Baran içeri girdi kaan annesini yıllardır ilk
17:14
kez görüyordu yüzüne baktığında bir yabancıyı değil yıllardır rüyalarına
17:20
giren kadını gördü ama gözleri hızla yanındaki çocuğa kaydı baran da Kaan'ı
17:25
gördü aynı yüz aynı gözler aynı yaş aynı
17:31
çizgiler ama bambaşka bir duruş başka bir gölge ikisi de konuşamadı sadece
17:39
baktılar sanki yıllar süren yalnızlık suskunlukla dökülüyordu gözlerinden
17:44
melis sessizliği bozdu işte dedi bu sizin hikayeniz artık kaan gözlerini
17:51
kırpmadan rüyamda seni gördüm dedi Baran'a baran gülümsedi ben de seni
17:57
birbirlerine yaklaştılar sarılmadılar konuşmadılar sadece omuz omuza oturdular
18:04
iki farklı hayat tek bir masada birleşmişti o gün saatlerce konuştular
18:10
her şeyi öğrendiler ayrılığın sebebini annelerinin hatasını babalarının
18:15
suskunluğunu ama en çok da birlikte olmanın ne kadar değerli olduğunu hissettiler emir ile Melis ise aynı
18:22
masada oturdukları ilk andan beri göz göze gelmemişti sessizlik içinde çocuklarını izliyorlardı içlerinden her
18:30
biri birbirine bir şey söylemek istiyordu ama kelimeler yetersizdi en
18:35
sonunda Emir konuştu seninle tekrar aynı masada oturmak kolay değil melis başını
18:41
eğdi biliyorum dedi ama bu çocuklar için bunu yapmamız gerekiyordu emir içini
18:47
çekti seninle yaşadıklarımız benim hayatımı değiştirdi kalbimi parçaladı
18:53
melis gözyaşlarını tutamadı ben çok pişmanım Emir o gün olanları geri alamam
18:59
ama bugün sana teşekkür edebilirim kağan'ı yetiştirdiğin için onu sevdiğin için emir'in sesi titredi baran da mutlu
19:06
olmuş onu sen büyüttün bu senin hakkını teslim eder ilk kez birbirlerine
19:13
baktılar yüzlerinde birer kırgınlık izi vardı ama artık bu izmanlık değil
19:20
yılların bıraktığı yorgunluktu baran bir anda söz aldı artık birlikte olabilir
19:25
miyiz kaan da ekledi aynı evde yaşamak istiyorum her sabah onunla kahvaltı
19:31
etmek okuldan birlikte dönmek melis ve Emir birbirlerine baktı o an karar
19:36
verilmişti bu çocuklar için bir araya gelmek gerekiyordu emir yavaşça başını
19:42
salladı deneyeceğiz." dedi ve böylece yıllar sonra dört kişilik bir aile
19:48
yeniden bir araya geldi aynı çatı altında yaşamak kolay olmadı kaan ile Baran hızla kaynaştı kardeşlik duyguları
19:56
içgüdüsel bir şekilde kabardı aynı kitapları okudular aynı dizileri izlediler gece birbirlerinin odasında
20:03
uyuya kaldılar ama Emir'in içi rahat değildi melis'in gözlerine her baktığında geçmişin hayaleti bir kez
20:10
daha canlanıyordu affetmek kolay değildi unutmak ise imkansızdı melis bir gün
20:17
mutfakta yemek yaparken Emir içeri girdi sessizce onu izledi elinde eski bir
20:23
bileklik vardı kaan'ın doğduğu gün hastaneden getirdiği küçük plastik bileklik "her gece onunla uyuyordum."
20:30
dedi emir seni affetmeye çalışırken Melis döndü "ve başaramadın değil mi
20:36
emir başını salladı." "Hayır ama onun hatırı için deniyorum." Melis yaklaştı
20:43
"sana tekrar yalan söylemeyeceğim sana tekrar zarar vermeyeceğim ama ne yazık
20:48
ki bu sözler bir gün bozulacaktı çünkü bazı insanlar gerçekten değişmiyordu ve
20:54
bazen bir yalan ikinci kez söylendiğinde daha da büyük bir yıkıma yol açıyordu ev
21:00
bir süreliğine huzurun adresi olmuştu dört kişilik aile yeniden birlikte yaşarken kahkahalar akşam yemekleri ve
21:07
birlikte geçirilen hafta sonları adeta kayıp yılları telafi eder gibiydi kağan
21:13
ile Baran artık ayrılmaz bir ikili olmuştu aynı okulda okuyorlardı aynı
21:18
arkadaş çevresine sahiptiler hatta çoğu zaman aynı cümleleri aynı anda kuruyor
21:24
çevredekilere siz kesin ikizsiniz dedirtiyorlardı bir akşam salonda film
21:29
izliyorlardı baran başını abisinin omzuna yasladı iyi ki seni bulmuşum." dedi kaan gözlerini kapatıp gülümsedi
21:37
"ben de seni ikisinin de kalbi sıcaktı ama Emir'in içi buz gibiydi." Melis'e
21:42
bakarken içinde hep bir huzursuzluk hissediyordu yüzü gülüyor yemekler yapıyor çocuklarla ilgileniyor ama yine
21:50
de o kadını tanıyordu gözlerindeki gölge hala oradaydı ertesi sabah Emir işe gitmek
21:57
üzere hazırlandı kravatını düzeltirken Melis yanına geldi bugün biraz geç
22:03
çıkacağım." dedi emir başını kaldırmadan nereye diye sordu melis biraz duraksadı
22:09
eski bir arkadaşımla kahve içeceğim kim diye sordu Emir gözlerini onun gözlerine
22:15
dikerek melis gülümsedi ama sesi hafif titriyordu üniversiteden biri Ayşe
22:22
Emirbaşını salladı peki geç kalma melis evden çıkarken arkasına bile bakmadı
22:29
emir ise pencerenin önüne geçti ve onu uzaklaşırken uzun süre izledi kalbindeki
22:34
kıpırtı ne yazık ki boşa değildi ertesi gün Emir işe erken çıktı ama bu bir
22:40
yalandı aslında o sabah gizlice bir dedektifle görüşmeye gitmişti içi rahat
22:46
değildi şüpheleri bir şekilde doğrulanmalıydı dedektif bir hafta içinde Melis'in sık sık bir kafede
22:52
biriyle buluştuğunu kahkahalarla saatler geçirdiğini zaman zaman arabalarına binip şehir dışına çıktıklarını bildirdi
23:00
fotoğraflar kağıt gibi düştü Emir'in önüne birinde Melis bir adamın eline
23:05
dokunuyordu diğerinde omzuna yaslanmıştı gözlerindeki ifade yıllar önce Emir'e
23:11
bakarken taşıdığı ifadeyle birebir aynıydı emir fotoğraflara uzun süre baktı yutkundu konuşamadı boğazı
23:19
düğümlendi öfke değildi bu kırgınlık da değil bu tükenişti o akşam çocuklar
23:26
odalarında ödev yaparken Emir Melis'le salonda baş başa kaldı elindeki zarfı
23:32
masanın üstüne koydu "bana değiştim demiştin." dedi ama bazı insanlar
23:37
gerçekten değişmiyor değil mi melis'in yüzü dondu zarfı gördüğünde rengi attı
23:43
ellerini titreyerek kucağına aldı "beni takip ettin mi?" diye sordu kısık sesle
23:48
emir gözlerini kaçırmadı takip etmedim sadece gerçeği öğrenmek istedim çünkü
23:54
içim rahat etmiyordu çünkü bir kez yandım ikinci kez aynı ateşe dokunmamalıydım melis başını eğdi ben
24:02
bunu açıklayamam emir derin bir nefes aldı istemiyorum zaten ne yaparsan yap
24:08
çocuklar için burada kalacağım ama bundan sonra bana hiçbir şey borçlu değilsin ben de sana değilim melis'in
24:14
gözlerinden yaşlar süzüldü ben seni hala seviyorum emir kalktı hayır Melis sen
24:21
sadece yalnız kalmaktan korkuyorsun ertesi gün Emir çocukları alıp sahile
24:26
götürdü onlara bir şey belli etmedi ikizler sahilde koşarken Emir uzaklara
24:32
baktı baran geldi yanında oturdu neyin var baba emir dönüp ona baktı hiçbir
24:38
şeyim yok oğlum baran gülümsedi beni ilk kez böyle çağırdın emir bir an sustu
24:44
sonra gülümsedi çünkü artık öylesin sen benim oğlumsun her ne olursa olsun baran
24:50
gözlerini yaşla doldurdu ben deseni hep baba gibi sevdim zaten kaan da koşarak
24:56
geldi aralarına oturdu ailemizin ne kadar şanslı olduğunu biliyor musunuz
25:01
emir ikisine birden sarıldı biliyorum dedi sizin gibi iki evladım olduğu için
25:07
ne yaşarsam yaşayayım şükredeceğim ama o akşam Emir eve döndüğünde bavulunu
25:13
hazırlamıştı melis'e tek bir söz söylemeden misafir odasında yaşamaya başladı çocuklara işlerim yoğun dedi ama
25:20
kalbi her geçen gün biraz daha sessizleşiyordu melis ise geceleri yatakta yalnız yatıyor gözleri tavana
25:27
dikili kendi içindeki boşluğu seyrediyordu bu kez kaybettiğini biliyordu ama asıl acı bu kez
25:34
kazandığını düşündüğü her şeyin yine ellerinden kayıp gittiğini görmekti günler geçtikçe ikizler bir şeylerin
25:42
ters gittiğini hissetmeye başladı baran annesine yaklaşmadı artık kağan ise babasına daha çok sokuldu bir gün Kaan
25:50
Baran'a sordu bir gün biri bize yalan söylerse ne yaparsın baran uzun süre
25:55
düşündü sonra kim olduğuna bakarım dedi ama affetmek zor olur kaan başını
26:01
salladı ben annemi biraz daha tanımaya başladım baran sessizce arkasını döndü
26:06
ben de ilk kez ikizler birlikte büyümüş değil ama birlikte olgunlaşmış
26:12
gibiydiler anneye değil birbirlerine yaslanmayı öğreniyorlardı artık ve
26:17
böylece evin içinde görünmeyen çizgiler oluştu bir zamanlar yeniden birleşen
26:22
aile tekrar kırıldı ama bu kez sessizce bağırmadan kavga etmeden sadece içten
26:29
içe sönerek emir her sabah işe giderken çocuklarına sarılıyor ama Melis'e
26:34
bakmıyordu melis her akşam yemek hazırlıyor ama sofrada bir eksiklik hissediyordu bir gün Emir çocuklarla
26:41
odasında otururken Baran fısıltıyla sordu bir gün biz büyüyüp gittiğimizde
26:47
siz ne olacaksınız emir hiç düşünmeden cevap verdi biz birbirimize borcumuzu ödedik
26:55
gerisi Allah'a kaldı ama bir gün Melis evde kimse yokken aynaya bakarak kendi
27:01
kendine söyledi ben hep yanlış bir kalpte aradım sevgiyi ama işte hayat
27:08
böyleydi kimi insanlar affedilir kimi insanlar affettiği için bir ömür pişman
27:13
olurdu zaman geçiyordu yıllar birbirini kovalarken evin içindeki sessizlik
27:19
derinleşti kaan ve Baran artık 18 yaşına basmıştı aynı lisede son sınıfta
27:26
okuyorlardı hayat yüzlerine farklı ama derin çizgiler çizerken her biri kendi
27:33
sessizliğinde büyümeye devam ediyordu baran okulun edebiyat kulübüne üyeydi
27:38
yazmayı seviyordu hikayelerinde hep parçalanmış aileler yarım kalmış mutluluklar vardı kaan ise spora
27:46
yönelmişti okulun basketbol takımındaydı arkadaşları arasında popülerdi ama
27:51
kalbinde hep bir eksiklik vardı bir akşam eski defterleri karıştırırken
27:57
Baran'ın eline Emir'in yıllar önce çekmecesine koyduğu bir zarf geçti üzerinde hiçbir şey yazmıyordu merakına
28:05
yenik düştü ve zarfı açtı içinden çıkan fotoğraflar annesinin bir adamla olan
28:10
görüntüleriydi baran'ın gözleri büyüdü yüzü soldu fotoğraflar açıkça ihanetin
28:16
kanıtıydı gözlerinde annesinin bir başka adama yaslanışı dudaklarında başka
28:21
birine ait gülümseme vardı tam o sırada Kaan içeri girdi baran elindeki
28:26
fotoğrafları saklamaya çalıştı ama Kaan çoktan görmüştü bu da ne diye sordu Kaan
28:32
baran sessiz kaldı gözleri hala fotoğraflardaydı kaan zarfı elinden aldı
28:37
ve hızla içindekilere baktı dudaklarını ısırdı gözleri doldu "bu bizim küçükken
28:44
olan şey değil değil mi?" dedi baran başını iki yana salladı hayır
28:51
bu daha sonra olmuş babamla tekrar evlendikten sonra Kaan bir adım geriye
28:57
attı yani yani babam haklıydı o yüzden anneme bir daha dokunmadı o yüzden
29:04
onunla aynı evde yaşayıp yine de yalnız kaldı baran başını önüne eğdi o yüzden
29:11
hiçbir zaman anneme tam anlamıyla sarılmadık kaan dişlerini sıktı gerçek
29:17
baban kimdi senin onu hiç düşündün mü baran bir süre sustu sonra yavaşça
29:22
başını kaldırdı bilmiyorum ama artık merak ediyorum çünkü annem bize
29:28
yıllardır sadece yalan söylemiş o gece Kaan ve Baran sabaha kadar konuştu her
29:34
şeyi çocukluklarını babalarının tavırlarını annelerinin davranışlarını
29:40
hepsi yerli yerine oturuyordu şimdi yıllardır sessizce içlerini kemiren şüpheler artık netlik
29:47
kazanmıştı ertesi gün Melis mutfakta kahvaltı hazırlarken iki oğlunun karşısında dikildiğini gördü kaan
29:54
elindeki fotoğrafları masaya koydu bunlar ne anne melis'in eli
30:00
titredi gözleri fotoğraflara kaydı ve bir anlığına nefesi kesildi ben
30:06
açıklayabilirim." dedi baran konuştu "buna açıklama denmez bu ihanettir ve bu
30:12
ikinci kez oluyor." Melis boğazındaki düğümü yutmaya çalıştı "ben yalnızdım
30:18
emir benimle evliydi ama artık benimle değildi gözümde yoktu bile." Kaan
30:23
öfkeyle masaya vurdu seninle evliydi ama kalbini çoktan kaybetmişti bunu sen
30:29
sağladın baran daha sakin ama daha yaralayıcıydı bize bir aile veremeyeceğini en baştan söylemeliydin
30:36
melis'in gözleri doldu ben elimden geleni yaptım kaan acı bir gülümsemeyle baktı elinden gelen bu muydu aynı hatayı
30:44
iki kez yapmak mıydı melis oturdu ben sizi kaybetmek istememiştim baran ayağa
30:50
kalktı ama sen zaten hiç kazanmadın ki anne ikizler odalarına çekildi o geceden
30:56
sonra Melis'in etrafında dönen dünya sessizliğe gömüldü evin içinde yalnızlaşmıştı emir olanları biliyordu
31:04
zaten yıllardır bildiği şeyi çocukların da öğrenmiş olması onu sadece daha da sessiz yapmıştı bir gece Baran Emir'in
31:13
odasına girdi baba dedi "sen her şeyi yıllar önce öğrendin değil mi?" Emir
31:19
başını salladı "evet peki neden kaldın emir oğlunun gözlerine
31:25
baktı sizin için Kaan için senin için bir aile olabilme ihtimali için belki
31:31
bir mucize olur diye baran sessizce başını salladı ama mucizeler sadece
31:38
filmlerde oluyor emir gülümsedi bazen gerçek hayat filmlerden daha
31:44
acımasızdır baran gözlerini yere indirdi ben gerçek babamı tanımak istiyorum
31:51
emir bu cümleye hazırlıksız yakalanmış gibiydi bunu uzun zamandır düşündün mü
31:57
baran başını salladı evet ama önce seni tanımam gerekiyordu çünkü sen benim
32:03
hayatımda gerçek anlamda baba olan tek kişisin emir'in gözleri doldu barana
32:08
sarıldı ne olursa olsun seni her zaman seveceğim." dedi ertesi gün Baran
32:14
annesinden ilk kez açık açık sordu benim gerçek babam kim melis'in dudakları
32:20
titredi yıllardır söylemekten korktuğu cümleyi artık saklayamazdı adı Kerem
32:25
dedi o yıllar önce evliydi ilişkimiz sadece bir hataydı beni hiçbir zaman
32:31
sevmedi senin doğduğundan bile haberi yok baran başını salladı yani bir hayal
32:37
uğruna beni geride bıraktı melis ağladı ben seni seviyorum ne olursa olsun baran
32:44
gözlerini onun gözlerine dikti ama ben artık seni sevmeyi bilmiyorum melis o
32:50
gece aynanın karşısına geçti artık kırışıklıklarını solmuş gözlerini ve kalbindeki boşluğu seyrediyordu zamanla
32:57
her şeyi kaybetmişti emiri onu gerçekten seven tek adamı Kaan'ı ona baba gibi
33:04
bakan oğlunu ve Baran'ı gerçekten kendisinden olan ama en uzağına düşen
33:10
evladını Emir çocuklarını alıp birkaç günlüğüne şehir dışına çıktı
33:16
doğaya sessizliğe ama en çok kendilerine ihtiyaçları vardı bir akşam kamp
33:22
ateşinin başında otururlarken Kaan konuştu baba seni affettim emir
33:29
şaşırdı ben ne yaptım ki annemin ihanetini bile bile onu affettin bize
33:36
bir aile vermeye çalıştın bu kolay değildi baran da ekledi ama artık biz
33:42
kendi ailemizi kuracağız sen ben ve Kaan üç kişi de bir aile olabilir emir
33:49
ikisine sarıldı yıllar sonra ilk kez gerçekten bir bütün gibi hissediyordu
33:55
ama bu bütünlük artık Melis'in olmadığı bir yerdi emir çocuklarıyla geçirdiği o
34:01
birkaç günün ardından eve döndüğünde artık içinde bir karar vardı melis'le aynı evde yaşamak yıllar boyunca
34:08
taşıdığı yükten kurtulmak için yeterli olmamıştı kalbindeki yara zamanla kabuk
34:14
bağlamamış aksine daha da derinleşmişti o akşam mutfakta oturan
34:19
Melis'e yaklaştı kadın elinde kahve fincanıyla camdan dışarıyı seyrediyordu
34:25
sessizliği emir bozdu konuşmamız gerek melis gözlerini kaçırmadan konuşacak bir
34:31
şey kaldı mı dedi emir gözlerinin içine bakarak "Kaldı ama bu son olacak." Melis
34:38
yavaşça döndü gözlerinde yılların yorgunluğu yüzünde yaşanmamış mutlulukların gölgesi vardı sana yıllar
34:46
önce bir şans verdim." dedi Emir "birlikte yeniden başlayalım dedim oysa sen o şansı ikinci kez
34:52
mahvettin." Melis gözyaşlarını tutamadı "ben kendime bile tutunamıyorken sana
34:59
nasıl tutunabilirdim?" Emir başını salladı kaan'la Baran artık genç adamlar
35:05
kendilerine ait hayatları olacak benim de kendi yoluma gitme vaktim geldi melis
35:11
gözyaşları içinde ayağa kalktı lütfen bir kez daha dene bu kez her şey farklı
35:17
olur söz veriyorum emir yüzünü kadına çevirdi sözler senin için ne ifade
35:23
ediyor bilmiyorum ama benim için artık hiçbir anlamı kalmadı bu defa gitmem
35:28
gerek Melis kendimi affedebilmem için senden uzak olmam gerek melis dizlerinin
35:34
üzerine çöktü ama ben yalnız kalırım emir sessizce eğildi elini kadının
35:39
başına koydu zaten hep yalnızdın sadece biz vardık sanıyordun o gece Emir'i terk
35:46
etti kaan ve Baran'la vedalaştı onlara sarılırken gözleri doldu ama sesi titremedi çünkü bu onun kendi iç
35:53
huzurunu arama yolculuğuydu artık affetmenin bir anlamı kalmamıştı unutmadan yaşamak
36:00
gerekiyordu melis sabah uyandığında yalnızlığın sesiyle başa kaldı evin
36:05
duvarları üzerine üzerine geliyor aynalar geçmişi tokat gibi yüzüne çarpıyordu ev artık ne sıcak ne de
36:14
yaşanılabilirdi kağan okuluna geri döndü baran yazılarına sığındı her biri kendi
36:19
yaralarını sarmaya çalışıyordu bir sabah kapının zili çaldı melis ağır adımlarla
36:25
kapıyı açtı gelen tanımadığı bir adamdı elinde bir zarf vardı "melis hanım siz
36:31
misiniz?" diye sordu kadın başını salladı adam zarfı uzattı bu Kerem
36:37
Bey'den size gönderildi meclisin elleri titredi zarfı aldı adam gitti salona
36:43
geçti zarfı yavaşça açtı içinden sadece kısa bir not çıktı baran'a anlatamadığım
36:49
her şey için geç kaldım onu hiç tanımadım ama bir gün tanımayı isterim
36:54
sadece seni değil onu da terk ettiğim için pişmanım kerem Melis zarfın içine
37:00
tekrar baktı bir telefon numarası iliştirilmişti o gece Barana mektubu
37:06
gösterdi genç adam sessizce okudu sonra gözlerini annesine dikti ben onu tanımak
37:12
istiyorum." dedi melis başını salladı "senin kararın." Ertesi hafta Baran
37:18
Kerem'le bir kafede buluştu ilk anlar sessizlik içinde geçti ama sonra kelimeler birer birer geldi kerem
37:25
pişmandı çok geç kalmıştı ama oğluna sadece bir baba değil bir pişman olarak
37:31
yaklaşmaya çalışıyordu baran kafeden çıktığında derin bir nefes aldı kalbi
37:37
hafiflemişti belki bir baba değil ama bir gerçek öğrenmişti aylar geçti kaan
37:43
üniversiteyi kazandı baran bir yayınevinde editör olarak çalışmaya başladı emir başka bir şehre taşındı ama
37:51
çocuklarıyla hep iletişimde kaldı hayat yavaş yavaş yeni bir düzene oturuyordu
37:57
bir gün Emir posta kutusunda bir mektup buldu melis'tendi zarfta sadece birkaç
38:03
satır yazılıydı seni iki kez kaybettim ilki kendi ihanetimdi ikincisi kendini affetmene
38:11
izin vermememdi umarım bir gün sen beni affetmesen de ben kendimi
38:16
affedebilirim melis Emir mektubu sakladı cevap yazmadı artık söylenecek her şey
38:23
söylenmişti yıllar sonra Kaan evlendi baran ise ilk romanını yayımladı yarısı
38:29
ben yarısı yabancı kitabın kapağında iki çocuk vardı biri ağlıyordu diğeri
38:36
gülümsüyordu aralarında yalnızca bir gölge duruyordu anneleri kitap çok sattı
38:43
baran kitabı Emire'e imzalayıp gönderdi sana baba demek kelimelerden daha
38:49
kıymetliydi ve Melis bir sahil kasabasında küçük bir pansiyon işletmeye
38:55
başladı gözlerinden pişmanlık hiç eksik olmadı ama artık kimseyi kandırmadığı bir hayat yaşıyordu bir akşam tek başına
39:02
deniz kenarında otururken gözleri kapanmış halde mırıldandı insan en çok
39:08
kendine ettiği kötülüğü affedemiyor var